Eğitim-İş’ten TÜGVA Açıklaması: Eğitimde İdeolojik Müdahalelere Dikkat!
Eğitim-İş tarafından yapılan son açıklamada, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) arasındaki ilişkilerin, eğitim sisteminde ciddi ideolojik müdahalelere yol açtığı iddia edildi. Açıklamada, “Son yıllarda eğitim sistemimizde gözlemlenen ideolojik müdahalelerin en çarpıcı örneği, Cumhurbaşkanı’nın oğlu Bilal Erdoğan’ın başında bulunduğu TÜGVA ile MEB arasında imzalanan protokollerle kendini göstermektedir. AKP’li belediyelerin sağladığı büyük ölçekli kredi kolaylıkları, arazi tahsisleri ve denetimden muaf bağışlarla desteklenen TÜGVA, adeta paralel bir Milli Eğitim Bakanlığı gibi hareket etmektedir” ifadelerine yer verildi.
Okullardaki Etkinliklerde TÜGVA Temsilcilikleri Görev Alacak!
MEB ile TÜGVA arasında imzalanan yeni protokolle, ortaokullarda “Değerler Eğitim Kulübü”, liselerde ise “Kültür ve Medeniyet Kulübü” kurulması planlanmakta. Bu bağlamda yürütülecek sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerde TÜGVA temsilcilikleri ile iş birliği yapılması önerilmektedir. Bu protokol, eğitim sistemimizin siyasallaşmasına ve ideolojik müdahalelere daha fazla kapı araladığının açık bir göstergesidir. Kamuoyuna yansıyan tüm skandallara rağmen, bu vakfın MEB aracılığıyla eğitim sistemimize nasıl entegre edildiği ve vakfın faaliyetlerinin laik, bilimsel ve demokratik eğitim yapısına nasıl zarar verdiği mutlaka yeniden ele alınmalıdır.
Danıştay’ın İptal Kararına Rağmen TÜGVA Protokolleri Yürütülüyor
Danıştay’ın iptal kararına rağmen yürürlükte tutulan TÜGVA protokolleri, yalnızca Eğitim-İş’in değil, aynı zamanda ilerici kamuoyunun da büyük tepkisini çekmektedir. Bu protokoller, Anayasa’nın laiklik ilkesine aykırı olduğu gibi, eğitimde dinselleşme uygulamalarını bakanlık politikası olarak sürdüreceğinin ilanıdır. Nitekim, TBMM’de MEB bütçesi ele alınırken Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, “Tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz” şeklindeki açıklaması, bu karanlık politikaların süreceğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu itiraf, eğitim sisteminin siyasi vakıfların ve cemaatlerin arka bahçesi haline getirileceğinin bir göstergesidir.
Eğitim-İş, MEB ve TÜGVA Arasındaki Protokollere Karşı Mücadele Edecek
Eğitim-İş olarak, Milli Eğitim Bakanlığı ile TÜGVA arasında imzalanan bu ve benzeri protokollere karşı en güçlü şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz. Sendikamız, eğitim emekçilerinin TÜGVA ve benzeri protokoller kapsamında düzenlenen etkinlik ve faaliyetlerde görev almamaları yönünde karar almıştır. Eğitim, siyasi çıkarların değil; bilimsel, laik ve çağdaş değerlerin ışığında şekillendirilmelidir. Ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın eşit, adil ve laik bir eğitim alması için mücadelemiz sürecektir. Hiçbir eğitim kurumunu, demokrasi ve laiklik karşıtı vakıf, cemaat ya da tarikatların kontrolüne bırakmayacağız!
Hiçbir Dernek, Vakıf, Cemaat veya Tarikat Milli Eğitim Sistemi’ne Ortak Edilmemeli
TÜGVA ve benzeri demokrasi ve laiklik karşıtı vakıf, cemaat ve derneklerin eğitim ve bilim alanındaki faaliyetlerine karşı hukuksal ve sendikal mücadelemiz kararlılıkla sürecektir. Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi; hiçbir dernek, vakıf, cemaat veya tarikat, Milli Eğitim Sistemi’ne ortak edilmemelidir. Türkiye’nin geleceği olan çocuklarımız, siyasi çıkarlar uğruna manipüle edilemez. Hiç kimse, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün biz eğitim emekçilerine miras bıraktığı çocuklarımıza çağdışı bir eğitimi dayatamaz. Bu mücadele, çocuklarımızın çağdaş, laik ve bilimsel eğitim hakkı için sonuna kadar sürecektir.