1. Haberler
  2. Eğitim
  3. Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi Protesto Edildi

Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi Protesto Edildi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Öğretmenlik Mesleği Kanun teklifi, eğitim camiasında tartışmalara yol açmaya devam ediyor. Eğitim-İş Sendikası, bu kanun teklifini protesto etmek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı önünde siyah çelenk bıraktı. Eğitim-İş, diğer eğitim sendikalarıyla birlikte, Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’ni protesto etmek üzere bakanlık önünde toplandı. Üç saatlik bekleyişin ardından, Ankara Valiliği ve emniyetin engellemelerine rağmen TBMM önünde basın açıklaması yapıldı.

Burada basın açıklaması yapan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, öğretmenlerin durumu hakkında önemli mesajlar verdi:

Öğretmen Kursiyer Oluyor!

Bir ülkenin gerçek gücü, öğretmenine verdiği değerle ölçülür. Yıllarca Anayasa ve kanunların yetkilendirdiği eğitim kurumlarında, birçok zorlukla öğretmenlik mesleğine adım atan öğretmenlere, bu kanunla ne deniyor? “Sen, öğretmen olamazsın!” 12 yıl eğitim görecek, ardından üniversite okuyacaksın, birçok sınavı geçerek diplomanı alacaksın; ama bu yetmeyecek! Öğretmen olabilmek için KPSS’yi kazanacaksın, ardından da akademiye alınacaksın; zira ben iktidar olarak öyle istiyorum. Eğitim fakültesi mezunuysan 10 ay, değilsen 14 ay hazırlık eğitimine tabi tutulacaksın. Sana minimum fiyat kadar harçlık vereceğim, sağlık sigortanı ödeyeceğim ama sen sigortalı bir çalışan olamayacaksın! Bu kanun, öğretmenin diplomasını yok saymaktadır. Öğretmenlik, diploması yok sayılan bir meslek haline getirilmeye çalışılmaktadır.

Bu kanun, öğretmenleri bir “kursiyer” seviyesine indirgemekte ve onlara memurlardan daha ağır disiplin cezaları uygulamayı öngörmektedir. Bu bir meslek kanunu değil! Öğretmenlerin haklarını korumayan, misyon ve sorumluluklarını ayrıntılandırırken toplumsal haklarını görmezden gelen bir teklif ile karşı karşıyayız.

Öğretmene “Gerektiğinde Seni Akademiden Atarım” Diyen Kanun

Öğretmene “gerektiğinde seni akademiden atarım” diyen bu kanun, iktidarın mülakatla yapamadığını kanun yoluyla gerçekleştirme planıdır. Eğitim fakülteleri, öğretmenleri yetiştiren kurumlardır. Nasıl ki kısa bir kursla doktor ya da avukat yetiştirilemez, öğretmen de yetiştirilemez! Buradan tüm eğitim fakültesi dekanlarına, öğrencilerine ve velilerine sesleniyoruz: Bu kanun, eğitim fakültelerini değersizleştiriyor. “Öğretmen olacağım” diyerek fakülteleri tercih eden gençlerin geleceği çalınıyor. Veliler, bu kanun ile “Benim adamım değilsen öğretmen olamazsın” demektedir. Bu kanun, siyasi iktidarın kendi memurunu yaratma projesidir!

Bu kanunun münasebeti palavralarla doludur! Eğitim fakültelerinde nitelikli öğretmen yetişmiyor deniyor. Peki, o zaman bu fakültelerin problemlerini çözmek iktidarın misyonu değil mi? Programları değiştirmek, eğitimin süresini uzatmak ve sorun varsa kaynağında çözmek gerekmiyor mu?

Sevgili öğretmenim, yıllardır özveriyle çalışıyorsun. Artık bu kanunla seni mesleğinden göndermek için raporlar hazırlamanın önünü açıyorlar. Sesini çıkaran, iktidara karşı duran öğretmeni meslekten atmaya yer hazırlayan bir düzenleme ile karşı karşıyayız. İki müfettiş ve uydurma bir soruşturma ile keyfi bir şekilde hizmet sınıfını değiştirmenin önü açılıyor. Disiplin kararlarıyla baskılanmayı kabul etmiyoruz. Esasen hakkımız olan maddi haklar üzerinden oynanan bu oyuna kanmamalıyız. Biz, eğitim fakültelerinden öğretmen olarak mezun olduk; okullar bizim iş yerimizdir ve memurluk da bizim istihdam biçimimizdir. Bugün mesleğimizi tehdit eden bu kanuna karşı çıkmazsak, hem kendimize hem de gelecekteki meslektaşlarımıza ihanet etmiş oluruz.

Unvan Ayrımı Kabul Edilemez!

Uzman öğretmen ve başöğretmen unvanları, görev ve yetki farklılaşması olmadan korunmalıdır. Meslek kıdemi temel alınarak yapılan ücret düzenlemesi, tüm öğretmenlere unvan kuralı aranmaksızın verilmeli ve bu ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır. Özel dal öğretmenlerinin ücretleri güvence altına alınmalı; taban maaş kanunuyla kamu-özel farkı ortadan kaldırılmalıdır. Bu, mesleksel adaletin temel koşuludur. Şube müdürleri, uzman, araştırmacı ve müfettiş kadrosunda görev yapanların, görev ve sorumluluk alanlarına göre ücret hakkı bir an önce tanınmalıdır.

Güvencesiz İstihdamı Reddiyoruz!

Eğitim işçilerinin ücretli, sözleşmeli değil; kadrolu ve garantili olarak istihdam edilmesi zorunluluktur. Öğretmenlik mesleği, süreksiz ve garantisiz çalışmanın değil, daimi istihdamın sağlandığı bir meslek olmalıdır. Eğitim sisteminin geleceği, teminatsız çalışan öğretmenlerle inşa edilemez.

Bu kanun, öğretmenlerin tatil haklarını ortadan kaldırmakta; nöbet, merkezi imtihanlarda görev alma gibi dayatmaları asli görevlerimiz haline getirmektedir. ÇEDES ve TÜRGEV gibi protokollerle dayatılan görevler, öğretmenliğin gerçek misyonunu zedelemektedir.

Unutmayın, itiraz etmeyen, sessiz kalan, bildirici öğretmenler istiyorlar. Ancak biz Cumhuriyet’in öğretmenleriyiz! Cumhuriyet dersini vermeye, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği gibi fikri hür, vicdanı hür kuşaklar yetiştirmeye devam edeceğiz. Eğitim-İş olarak biz, bu kanun tamamen yürürlükten kalkana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Öğretmene yapılan saldırı, tüm topluma yapılan bir saldırıdır. Mesleğimizin onuruna ve geleceğimize sahip çıkacağız! Bu kanunu hazırlayanlar, alkışlayanlar ve kanunlaşması için çaba gösterenler ise tarihin çöplüğündeki yerini alacaktır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi Protesto Edildi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir