Öğretmenlik Mesleği Kanunu’na Tepkiler Devam Ediyor
Eğitim Sen, mevcut içeriği ile Öğretmenlik Mesleği Kanunu’na (ÖMK) itirazlarını dile getirdi. Yapılan açıklamada, kanunun eğitim bileşenlerinin görüşleri alınmadan hazırlandığı ve bu durumun kabul edilemez olduğu vurgulandı.
ÖMK’ya Yönelik Eleştirilerimiz Göz Ardı Edildi
Eğitim Sen, konu hakkında yaptığı açıklamada, “Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), eğitimin ana bileşenlerinin görüşlerini almadan, sadece masa başında Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nu (ÖMK) oluşturmuştur. Geçtiğimiz yasama döneminin sonunda TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan bu kanunun ilk 22 maddesi, tüm eleştiri ve itirazlara rağmen kabul edilmiştir. Eğitimde önemli bir rol oynayan eğitim ve bilim emekçilerini yok sayan bu yaklaşım, MEB’in sürecin başından beri bildiğini okuduğunu göstermektedir. Eğitim sendikalarının, halen görevde olan ve atama bekleyen bir milyonu aşkın öğretmenin taleplerini umursamayan ÖMK’ye yönelik eleştiri ve önerilerimizin sürekli görmezden gelinmesi kabul edilemez bir durumdur.” dedi.
Meslek Kanunu Tanımı Yanıltıcıdır, Unvan Ayrımı Kabul Edilemez
Bugün burada Öğretmenlik Mesleği Kanunu teklifi ile ilgili itirazlarımızı paylaşmak için toplandık. Bu teklif, öğretmenlerin mesleki haklarını güvence altına almak yerine, daha zor koşullar altında çalışmamıza sebep olacak hükümler içermektedir. Kanuna dair temel itirazlarımız şunlardır:
- Meslek Kanunu Tanımı yanıltıcıdır: Bu kanun teklifi, öğretmenlik mesleğini tanımlamamaktadır; gerçek bir meslek kanunu niteliği taşımamaktadır. Öğretmenliğin temel özellikleri, görev ve sorumluluklar, mesleki haklar, sosyal haklar ve örgütlenme özgürlükleri gibi konular kapsam dışında bırakılmıştır.
- Anayasa Mahkemesi Kararları Göz Ardı Edilmiştir: Daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümler, yeniden düzenlenmeden bu teklifte yer almıştır. Özellikle aday öğretmenlik süreci, bu sefer hazırlık eğitimi adı altında güvencesiz bir hale getirilmiştir.
- Unvan Ayrımı Kabul Edilemez: Uzman öğretmen ve başöğretmen unvanları, görevde herhangi bir yetki farklılaştırması olmaksızın korunmuştur. Meslek kıdemi esas alınarak yapılan ücret düzenlemesi, tüm öğretmenlere unvan şartı aranmaksızın verilmelidir.
Öğretmenliğin Niteliği Düşecek!
Kanun teklifinin getirdiği bazı olumsuzluklar da dikkat çekmektedir:
- Eğitim Fakülteleri Suçlanıyor: Kanun teklifi, Millî Eğitim Bakanlığı’nı başarılı, eğitim fakültelerini ise başarısız olarak göstermektedir. Bu, gerçek dışı bir iddia olup öğretmen yetiştiren kurumların itibarını zedelemektedir.
- Öğretmenlik Mesleğini Güçlendirmiyor, Aksine Zayıflatıyor: Kanun teklifi, öğretmenleri otoriteye uygun bir şekilde seçmeyi hedeflemekte; bu anlayış öğretmenleri güçlendirmek yerine zayıflatmaktadır.
- Mesleki Güvence Yok, Güvencesiz İstihdam Var: Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik gibi güvencesiz istihdam biçimleri bu kanun teklifiyle daha da yaygınlaştırılmakta ve hazırlık eğitimi adı altında yeni bir güvencesizlik basamağı eklenmektedir.
- Öğretmen Yetiştirme Sistemi Değiştiriliyor: Kanun teklifi, öğretmen yetiştirme sürecinde ciddi değişiklikler öngörmektedir. Öğretmenlik lisans eğitimi üzerine kısa süreli bir eğitimle mesleği kazanma hedeflenmektedir; bu durum öğretmenliğin niteliğini düşürecektir.
- Öğretmenlerin Hakları Görmezden Gelinmiştir: Bu kanun teklifinde öğretmenlerin haklarına yer verilmemektedir. Görev ve sorumluluklar detaylandırılırken, öğretmenin sosyal hakları, kürsü dokunulmazlığı, dinlenme ve tatil hakları gibi konular yok sayılmıştır.
Milli Eğitim Akademisini Kabul Etmiyoruz
Öğretmenlik, öğretmen yetiştiren kurumlarda edinilen beceri ve bilgiye dayalı bir uzmanlık mesleğidir. Öğretmenlik mesleğini, sadece MEB’in belirleyeceği hazırlık eğitimine dayandıran bu anlayışı kesin olarak reddediyoruz. Bu gerekçelerle eğitim alanında örgütlü sendikalar olarak, yeniden TBMM gündemine getirilecek olan kanun teklifine itiraz ediyoruz.
- Unvanlarda ayrıştırmayı kabul etmiyoruz!
- Kıdem yılına göre tüm öğretmenlere ödemeler yapılmalı, bu ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır.
- Milli Eğitim Akademisi’ni kabul etmiyoruz! Öğretmenlik diploması esastır, başka bir yapıya ihtiyaç yoktur.
- ÇEDES gibi protokollerle öğretmenlik mesleği dışında bizlere dayatılan görevleri kabul etmiyoruz! Öğretmenler, kanunda belirtilen asli görevlerini yapmalı, kanunlarda açıkça yazdığı gibi okullarda öğretmenler dışında hiç kimse eğitim öğretim hizmeti vermemelidir.
‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ Metni Esas Alınmalıdır
Disiplin hükümleriyle baskılanmak istemiyoruz! Haklarımızı kısıtlayan ve bizleri keyfi ceza uygulamalarıyla baş başa bırakacak her türlü düzenlemeye karşıyız. Özel sektör öğretmenlerinin ücretleri güvence altına alınmalıdır! Taban maaş yasasıyla, kamu-özel farkı ortadan kaldırılmalıdır. Güvencesiz istihdamı reddediyoruz! Ücretli, sözleşmeli değil, kadrolu ve güvenceli istihdam sağlanmalıdır. Meslek Kanunu’nda haklarımız ve taleplerimiz olmalıdır! Bu teklif, sadece görev ve sorumluluklardan bahsederken, öğretmenin haklarını ve taleplerini görmezden gelmektedir.
ÖMK kanun taslağı gerek hazırlanış biçimi gerekse sınırlı içeriği açısından meslek kanunu olmaktan çok uzaktır. Öğretmenlik mesleği gibi 17 milyonu aşkın öğrencinin eğitim hakkını ve bir milyonun üzerindeki öğretmenin mesleğini, çalışma koşullarını, ekonomik ve özlük haklarını böylesine sığ ve dar bir çerçevede düzenlemekte ısrar etmek doğru değildir. MEB gerçek bir meslek kanunu hazırlamak istiyorsa ILO ve UNESCO ortak belgesi olan; ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ metni esas alınmalıdır. Sadece öğretmenlerin değil, tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik, özlük haklarını iyileştirmek amaçlanmalı; mevcut hakları koruyan, eşit işe eşit ücret ilkesine dayanan, adil ve kapsayıcı bir meslek kanunu hazırlanmalıdır. Siyasi iktidar ve Millî Eğitim Bakanlığı, sesimizi duymalı ve taleplerimize kulak vermelidir.
(BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)