CHP Parti Sözcüsü, Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, İsrail-Lübnan savaşı nedeniyle Türkiye’ye yansıyan etkilerin yeni bir göç dalgası yaratabileceği endişesiyle Meclis’e bir soru önergesi verdi.
Sınırları Kapatıp Vatanı Kurtaracağız
Yücel, “15 gün önce Lübnan Başbakanı Necip Mikati, İsrail’in Lübnan’a saldırmasının ardından ülkede 1 milyon kişinin yer değiştirdiğini açıkladı. Ülkemizin güneydoğu sınırındaki sürekli çatışma durumu, büyük bir göç dalgasına neden olabileceği endişesini artırmakta. Yeni bir göç dalgası, zaten mülteci kampı konumuna düşmüş olan ülkemizde nüfus artışına, işsizlik, kira ve gayrimenkul fiyatlarının yükselmesine, toplumsal düzenin ve demografik yapının bozulmasına neden olacaktır. İçişleri Bakanı, bu konuda kamuoyunu ivedilikle bilgilendirmelidir. Soru önergemizi Meclis’e sunduk. Her zaman ve her yerde ifade ettiğimiz gibi, Türkiye kimsenin mülteci kampı değildir. Türk Milleti’nin kendi vatan topraklarında yabancılaşmasına asla izin vermeyeceğiz. Sınırları kapatacağız, vatanımızı kurtaracağız.” dedi.
THY İstanbul-Beyrut Uçuşlarını İptal Etti
Deniz Yücel, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması için Meclis’e sunduğu önergesinde, 30 Eylül’de askıya alınan Türk Hava Yolları İstanbul-Beyrut uçuş seferlerine ve Türk Hava Yolları’nın 6 Ekim’e kadar yapacağı Beyrut seferlerinin karşılıklı olarak iptal edilmesine de dikkat çekti. Bu gelişmelerin “önlem” niteliğinde olduğunun açıklama gerektirdiğini vurguladı. Yücel, sözlerine şöyle devam etti:
Uçuş İptali Endişelerimizi Kuvvetlendiriyor
“İstanbul-Beyrut arası uçak seferlerinin önce askıya alınması, ardından iptal edilmesi, yeni bir göç dalgası ihtimalini güçlendiren bir durum. Görünen o ki, önlem almaya çalışıyorlar ancak bu önlemler endişelerimizi gidermeye yetecek gibi görünmüyor. İlgili makamlardan bu konuda net bir açıklama bekliyoruz. 2016 yılında Avrupa Birliği ile imzalanan geri kabul anlaşmasının yarattığı sosyo-ekonomik sorunlar ve ülkemizdeki mülteci nüfusunun durdurulamaz artışı, endişe etmemiz için yeterli iki sebep. Göç Anlaşması sonrasında 4 milyondan fazla mülteci ülkemize geldi. Artan mülteci sayısı, ekonomik buhranın derinleştiği ülkemizde demografik ve sosyolojik yapıyı ciddi bir şekilde tehdit etmektedir. Şehirlerimizde mültecilerin yoğun olarak yaşadığı mahaller oluşmuş, bu bölgelerde suç oranları belirgin şekilde artmıştır. Bunun yanı sıra, ucuz iş gücü olarak görülen mülteciler, düşük ücretlerle ağır koşullarda çalıştırılmakta; bu durum kayıtdışı çalışmayı teşvik ederek işsizlik oranlarını da yükseltmektedir.”
Mülteci Güzellemesi Yapanları Uyarıyoruz
Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın “Bugün 25 bin Afgan çoban gitse tarım, hayvancılık kalmaz” açıklamalarını hatırlatan Yücel, “Mültecileri olumlayan açıklamalar yapan bakanlar şimdi de ‘geçici koruma statüsü süreleri’ ve ‘çalışma izni muafiyetleri’ gibi konularda yeni yönetmelik hazırlıkları yapacaklarını belirtiyorlar. Mülteci güzellemesi yapanlardan, bu soruna çözüm sunan düzenlemeler değil, aksine sorunu daha da derinleştiren düzenlemeler gelirse bunun bedelini ödemek zorunda kalacaklardır. Şimdiden uyarıyoruz; ülkemizi daha büyük bir açmaza sürükleyecek düzenlemeleri akıllarından bile geçirmesinler.” dedi.
Yücel’in Meclis’e sunduğu soru önergesi ise şu şekilde:
- Son 3 ay içinde, aylar bazında ayrı ayrı belirtilmek kaydıyla Lübnan’dan Türkiye’ye kaç kişi gelmiştir?
- Son 3 ay içinde, aylar bazında ayrı ayrı belirtilmek kaydıyla Lübnan’dan ülkemize aile olarak gelenlerin sayısı nedir?
- Son 3 ay içinde, aylar bazında ayrı ayrı belirtilmek kaydıyla Lübnan’dan ülkemize bireysel (kadın-erkek) olarak gelenlerin sayısı nedir?
- Son 3 ay içinde, aylar bazında ayrı ayrı belirtilmek kaydıyla Lübnan’dan ülkemize gelen kişilerin yaş dağılımı nedir?
- Son 3 ay içinde, aylar bazında ayrı ayrı belirtilmek kaydıyla Lübnan’dan ülkemize gelen kişiler hangi yolla Türkiye’ye giriş yapmıştır?
- Son 3 ay içinde, aylar bazında ayrı ayrı belirtilmek kaydıyla hava yolları şirketleri İstanbul-Beyrut arası kaç sefer düzenlemiştir?
- Olası göç dalgası karşısında ‘geçici koruma statüsü sürelerini uzatmaya’ ve ‘çalışma izni muafiyetlerini yumuşatmaya’ yönelik yeni yönetmelik hazırlıkları yapıldığı doğru mudur?