Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre dünya genelinde 1,3 milyar insanın sigara içtiği ve sigara tüketiminin yılda yaklaşık 8 milyon kişinin ölümüne neden olduğu belirtilmektedir. Sigara tüketimi önlenebilir ölüm nedenleri arasında yer alırken, moleküler genetik alanında yapılan araştırmalar da nikotin bağımlılığı konusunda önemli bulgular ortaya koymaktadır. Genetik faktörlerin, nikotin bağımlılığına yatkınlıkta belirleyici bir rol oynadığı bilinmektedir.
Genetik Miras ve Bağımlılığa Yatkınlık
Nesiller Genetik Hastalıkları Değerlendirme Merkezi Kurucusu, Genetik ve Farmakoloji Uzmanı Dr. Gülay Özgön’e göre, bağımlılığa yatkınlığı belirlemede genetik faktörler büyük önem taşımaktadır. Genlerinde sigara bağımlılığı ile ilgili mutasyon bulunan bireylerin sigara içmemesi gerektiği vurgulanmaktadır. Herkesin genomik profili bilindiğinde bu tür yatkınlıkların belirlenmesinin daha kolay hale geldiği ifade edilmektedir.
Dr. Özgön, genetiğinde sigara bağımlılığı ile ilgili bir mutasyon olmayan bireylerin sigarayı istediklerinde içip bırakabildiklerini belirtirken, bağımlılık genine sahip kişiler için sigara tüketiminin tamamen kaçınılması gerektiği konusunda uyarıda bulunmaktadır.
Bağımlılığın doğrudan genetikle ilişkili olduğunu gösteren veriler, bağımlılık ve bağımlılığın tedavisine yönelik yaklaşımların gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Genetik ve Farmakoloji Uzmanı Dr. Gülay Özgön, nikotin bağımlılığında genetiğin etkili olduğunu belirterek, genlerde sigara bağımlılığı ile ilgili mutasyon bulunan bireylerin sigara tüketmemeleri gerektiğini tavsiye etmektedir.
Her Bireyin Sigara Zararlarına Tepkisi Farklıdır
Sigara tüketiminin neden olduğu hastalıklarda, zararlı bileşenlerin kişinin genetiğiyle nasıl etkileşime girdiği önemli bir faktördür. Sigara içen bireyler arasında, aynı miktar sigara tüketimine rağmen hastalıklara karşı farklı tepkiler gözlemlenmektedir. Bu durumun, bireylerin genetik yatkınlıklarına bağlı olduğu belirtilmektedir.
Genetik Testlerin Rolü ve Önemi
Zararlı bileşenlerin vücutta yarattığı etkilerin genetik yatkınlık nedeniyle kişiden kişiye farklılık gösterdiği bilgisi ışığında genomik profilleme çalışmalarının önemi artmaktadır. Genomik testler sayesinde bireylerin sahip olabileceği riskler belirlenerek, kişiye özgü tedavi yöntemleri belirlenebilmekte ve koruyucu önlemler alınabilmektedir.