Cenevre’de düzenlenen bir ortaklık etkinliği, 77. Dünya Sağlık Asamblesi öncesinde sağlıkla ilgili zorlukları ve fırsatları ele aldı. Etkinlikte, DSÖ Doğu Akdeniz Bölge Direktörü Dr. Hanan Balkhy ve diğer üst düzey yetkililer, önümüzdeki beş yıla ilişkin değerlendirmelerde bulundular. “Krizden Fırsata: Doğu Akdeniz’de Sağlık” başlıklı etkinlik, DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus tarafından açıldı ve bölgedeki sağlık, erişim ve eşitlik konularındaki engellerin kaldırılmasına yönelik kolektif çabaların nasıl artırılabileceği üzerine bir forum niteliği taşıdı.
Etkinliğe katılanlar arasında, bölgeden çok sayıda sağlık bakanı, halk sağlığı liderleri, Birleşmiş Milletler kurumlarının ve kalkınma ortaklarının üst düzey temsilcileri ile Cenevre’deki daimi misyonların diplomatik yetkilileri yer aldı.
Gıda ve Su Güvensizliği Konuları Tartışıldı
Panel tartışmasında, bölgenin son yıllarda karşılaştığı kritik sağlık sorunları gözden geçirilerek, somut ilerlemeyi hızlandırmaya yönelik fırsatlar ve stratejiler vurgulandı. Sağlık sektörünün ötesinde yer alan, ancak insanların sağlığı üzerinde doğrudan etkisi olan faktörler de ele alındı. Bu faktörler arasında çatışma, yoksulluk, ekonomik gerileme, kitlesel yerinden edilme, gıda ve su güvensizliği gibi konular da yer aldı.
- Katar Halk Sağlığı Bakanı Dr. Hanan Al-Kuwari
- Kral Salman İnsani Yardım ve Yardım Merkezi Genel Müdürü Dr. Abdullah Al-Rabeeah
- Dr. Mehdi Karkouri, Başkan, Association de Lutte Contre le Sida, Fas
- Dr. Shabnum Sarfraz, Küresel Cinsiyet ve Sağlık Direktörü/İcra Direktör Yardımcısı, Küresel Sağlıkta Kadınlar
Panel tartışmasının moderatörlüğünü Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu’ndan Profesör Carole Presern üstlendi. Dr. Balkhy, bölge müdürü olarak ilk 100 günü ile ilgili bir soruya yanıt verirken, “Krizin ortasında bir fırsat var; işleri farklı yapma ve sağlıkta büyük kazanımlar elde etme şansı” ifadesini kullandı. “Sahadaki manzaralar, en zor ortamlarda bile umudun hala var olduğunu kanıtladı.” dedi.
Dr. Balkhy, aynı zamanda insani acil durumların benzeri görülmemiş ölçeklerde gerçekleştiğine; rekor sayıda mülteci ve yerinden edilmiş insanın bulunduğuna, iklim acil durumunun sağlık üzerindeki etkilerine, ilaç ve aşı sıkıntısına, vasıflı sağlık çalışanı eksikliğine, madde kullanımı ve akıl sağlığı bozukluklarının sağlık üzerindeki artan yüküne dikkat çekti.
Pakistan’da Çocuk Felciyle Mücadele
Dr. Balkhy, 9 ülkeyi kapsayan ve devam eden bölge turu hakkında bilgi vererek, “Pakistan’da çocuk felcini nihayet ortadan kaldırmaya yönelik devam eden bölgesel çabaların bir parçası olarak çocuklara ağızdan çocuk felci aşısı damlaları yapılmaktadır. Suriye’nin Hama kentinde, DSÖ tarafından yeni rehabilite edilen bir hastane, aileleri çocuklarını beslemek veya uzaktaki tıbbi bakıma ulaşmak için ulaşım masraflarını ödemek zorunda kalmaktan kurtarıyor. Sudan’da ortak çabalar kolera, dang humması ve sıtma vakalarında düşüşe yol açtı.” dedi.
Afganistan’da Kadın Sağlığı Üzerine Çalışmalar
DSÖ yetkilileri, Afganistan’da yürütülen kadın sağlığı çalışmalarına da değindi. “Afganistan’da kadınların sağlık alanında eğitiminin sürdürülmesi için çalışmalar yapılmaktadır. İran İslam Cumhuriyeti’nde aile temelli tıbbın odak noktası, aileleri sağlık çözümlerinin merkezinde tutmak, koruyucu bakımı geliştirmek ve daha etkili ve dayanıklı bir sağlık sistemi oluşturmaktır. Mısır’ın Al-Arish kentinde ise Bölge Müdürü bir hastaneyi ziyaret ederek, burada kritik durumdaki Gazze’lilere en yüksek standartta ücretsiz tıbbi bakımın sağlandığını gözlemledi.”
Dr. Balkhy’nin 5 Yıllık Stratejisi
Gelecek beş yıla ilişkin stratejisi hakkında bilgi veren Dr. Balkhy, üç amiral gemisi girişimini açıkladı:
- Adil erişim ve tedarik zincirinin güvence altına alınması
- Dayanıklı bir sağlık iş gücüne yatırım yapmak
- Madde kullanımının kontrolünün hızlandırılması
Dr. Balkhy, “Sağlık hizmetlerine daha iyi erişim için adil tedarik zincirlerine ihtiyacımız var. Ayrıca Bölgenin şimdi ve gelecekte sağlık ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeterli sayıda sağlık çalışanını eğitmemiz ve elimizde tutmamız gerekiyor. Madde kullanım bozukluğu olan kişilerin zarar görmesini önlemek ve tedavi açığını kapatmak için elimizden geleni yapmalıyız.” dedi. Panelistler, bu üç öncü girişime nasıl katkıda bulunabileceklerini tartışarak, bölgede olumlu sağlık sonuçlarının artmasına yönelik verimli fikir alışverişinde bulundular.
Panelde, bölgedeki insanların dayanıklılığına ve yetenek zenginliğine vurgu yapılarak, DSÖ Doğu Akdeniz Bölge Ofisi’nin bilgi oluşturma ve paylaşımındaki rolü övüldü. Ancak, panelistler, bölgedeki çeşitlilik ve eşitsizlikler ile ele alınması gereken benzersiz ihtiyaçlar göz önünde bulundurulduğunda, ülkelerin birbirlerini daha iyi desteklemek için daha fazla işbirliği yapabileceklerini de ifade ettiler. Ayrıca, sağlık sisteminin sorumluluğunu ve sağlığa erişimi kısıtlayarak gereksiz ölümlere yol açabilecek sosyal ve cinsiyet normlarının önemine dikkat çektiler.
Yaşam beklentisi, ölüm oranları, eğitim fırsatları ve işgücüne katılımdaki eşitsizlikler gözler önüne serildi. Panelistler, politika oluşturmada kadınların sesinin duyulmasına ve DSÖ’nün desteğiyle kadın sağlığına, barışa ve refaha daha fazla yatırım yapılması gerektiğini vurguladılar. Özellikle çatışma ortamlarında sağlığa erişim konusuna değinerek, sahadaki sorunlar ve zorluklar etrafında yenilikçi ve araştırmaya dayalı yaklaşımlar benimsemenin yanı sıra, etkilenen toplulukların katılımının önemini vurguladılar.
(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)