Aile Hekimliği Kanunu, tam 20 yıl önce, 24 Kasım 2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilmiştir. Ancak, bu süre zarfında mevzuat birçok kez revize edilmeye çalışılmasına rağmen, aile hekimliği uygulaması hala sağlıklı ve etkili bir şekilde işleyememektedir. Hekim Birliği Sendikası, aile hekimliği sistemi hakkında önemli açıklamalarda bulunmuştur.
Sendikanın X sayfasında yapılan açıklamalarda, sistemin acil olarak çözülmesi gereken hayati sorunları şu şekilde sıralanmıştır:
- Sevk zincirine geçiş: Gelir kaybı yaratmadan, 2000 kişiye dayalı bir sisteme geçilememesi.
- Ağır nöbet yükü: Entegre aile hekimleri üzerindeki ağır nöbet yükü, hekimlerin iş yükünü artırmaktadır.
- Kabul edilemez müdahaleler: Hekimlik uygulamalarında, muayene sürelerinden reçete düzenlemelerine kadar yapılan müdahaleler, mesleki bağımsızlığı tehdit etmektedir.
- Yetersiz çalışma koşulları: Fiziki çalışma koşullarının yetersizliği, kiralık hizmet binalarının yerine kamu eliyle modern yapılara geçişin sağlanmaması.
- Güvenlik ve personel eksikliği: ASM’lerde güvenlik başta olmak üzere, temizlik personeli, hemşire ve tıbbi sekreterin bulunmaması ciddi bir sorundur.
- Kronik hastalık yönetimi: Kronik hastalıkları yönetmek yerine, hekimlere veri memurluğu yaptırmayı amaçlayan HYP (Hastalık Yönetim Platformu) adlı modüle ısrarla devam edilmesi.
- İzin sorunları: Hekimlerin vekalet bırakmaksızın izne ayrılamamaları, çalışma şartlarını zorlaştırmaktadır.
- Keyfi sözleşme feshi riski: Yeni düzenlemelerle birlikte, hekimlerin sözleşmelerinin keyfi olarak feshedilme riski bulunmaktadır.
20 yıllık süreçte neredeyse hiçbir ilerleme kaydedilememesinin temel nedeni, sahada görev yapan hekimlerin ve sağlık profesyonellerinin görüşlerinin alınmamasıdır.
Aile Hekimlerinin İş Bırakma Eylemi
Aile hekimleri, daha önce 5-6-7 Kasım tarihlerinde gerçekleştirdikleri iş bırakma eylemlerine rağmen, hekimlerin ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının taleplerinin göz ardı edilmesine karşı durmaya devam ediyor. Bu ülkede fedakâr hekimler, meslek onurlarını korumak adına 2-6 Aralık tarihleri arasında 5 gün boyunca iş bırakma eylemi yapacaklardır!
Bu iş bırakma eylemi, hekimlerin tercihi değil; hatalı uygulamalar karşısında zorunlu bir tepki niteliğindedir. Hekimlerle ve hekimlik mesleğiyle inatlaşmanın sonuçları ağır olacaktır. Nitelikli sağlık hizmetlerinin halka sunulabilmesi için ideal bir sağlık sistemini hep birlikte inşa etmeliyiz. Unutulmamalıdır ki, hekimliğe yapılan müdahaleler, doğrudan halk sağlığına müdahaledir. Bu yanlış uygulamalara göz yummayacak, hep birlikte karşı duracağız.
(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
