Genç Yaşta Alzheimer: Daha Agresif ve Dikkat Edilmesi Gereken Belirtiler
Genç yaşta başlayan Alzheimer hastalığı, genellikle 65 yaşından önce ortaya çıkan ve genetik faktörlerin etkili olduğu bir Alzheimer formu olarak tanımlanmaktadır. Uzmanlar, bu hastalığın klasik belirtilerinin erken yaşta görülmesine ve daha hızlı bir ilerleme kaydetmesine neden olduğunu vurgulamaktadır. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, bazı nadir vakalarda belirtilerin 30’lu yaşlarda bile ortaya çıkabileceğine dikkat çekmektedir. Prof. Dr. Tarlacı, “Tanı anında daha az bilişsel bozukluğa sahip olsalar da, araştırmalar genç başlangıçlı Alzheimer hastalarının beyinlerinde daha hızlı değişiklikler yaşandığını göstermektedir. Bu durum, hastalığın geç başlangıçlı Alzheimer’a kıyasla daha agresif seyrettiğini ortaya koymaktadır.” diye belirtiyor.
Genç Yaşta Alzheimer’ın İlk Belirtileri
Prof. Dr. Sultan Tarlacı, genç yaşta Alzheimer hastalığının belirtileri hakkında şunları ifade ediyor: “Genç yaşta başlayan Alzheimer hastalığı, genellikle 65 yaşından önce başlar ve genetik faktörler bu süreçte önemli bir rol oynar. İlk belirtiler arasında dikkat azalması, el hareketlerini taklit etme becerisinde azalma ve mekânsal farkındalıkta düşüş görülebilir. Araştırmalar, duyusal ve hareketle ilgili bilgileri işlemekle görevli beyin bölgelerinde (parietal korteks) daha fazla hasar belirtisi olduğunu göstermiştir. Ayrıca, öğrenme ve hafızada kritik bir rol oynayan hipokampüste geç başlangıçlı Alzheimer’a göre daha az hasar gözlemlenmektedir.”
Genç Başlangıçlı Alzheimer ve Yaşam Beklentisi
“Genç başlangıçlı Alzheimer hastalarının beyinlerinde daha hızlı değişiklikler olmaktadır,” diyen Prof. Dr. Tarlacı, “Bu durum, hastalığın geç başlangıçlı Alzheimer’dan daha agresif olabileceğini gösterir. Ayrıca, erken başlangıçlı Alzheimer hastalarının yaşam beklentisinin geç başlangıçlı olanlara göre ortalama iki yıl daha kısa olmasının nedenini de açıklayabilir.” şeklinde konuşmaktadır.
Sağlıklı Yaşam Tarzı ve Alzheimer Riskini Azaltma
Demans aile geçmişine sahip olan veya bu hastalığa yakalanma riskinden endişe duyan bireylerin genetik test yaptırma imkanı olduğunu belirten Prof. Dr. Tarlacı, “Bu testler, hatalı genlerin varlığını doğrulayabilir. Semptomlar gösterenler veya gelecekteki prognozlarını bilmek isteyenler için uygulanabilir.” dedi. Ayrıca, bazı araştırmalar, genetiği değiştirmek mümkün olmasa da, daha sağlıklı bir yaşam tarzının hastalığa karşı dayanıklılığı artırabileceğini desteklemektedir. Prof. Dr. Tarlacı, “Bir çalışma, genetik olarak erken başlangıçlı Alzheimer’a yatkın olan kişilerin haftada iki buçuk saatten fazla egzersiz yaptıklarında, fiziksel olarak daha az aktif olanlara göre hafıza testlerinde daha iyi puan aldıklarını bulmuştur.” şeklinde ekliyor.
Beslenme ve Fiziksel Aktivite
Diyet seçimlerinin de genç yaşta Alzheimer riskini düşürebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Tarlacı, “Yüksek düzeyde sebze, kuru meyve ve çikolata tüketen bireyler, daha düşük bir risk altındadır. Ayrıca, genç demanslarda depresyon sıklıkla görülmekte ve bu durumun tedavi edilmesi önemlidir.” şeklinde bilgi veriyor. “Bilişsel rehabilitasyon programları, hastaların bellek ve diğer bilişsel işlevlerini güçlendirmeyi hedefler. Bu programlar genellikle özel egzersizler ve stratejiler içerir. Hastalar ve aile üyeleri için destek grupları, psikolojik danışmanlık ve eğitim programları, hastalığın duygusal ve sosyal yönleriyle başa çıkmalarına yardımcı olabilir. Düzenli fiziksel egzersiz, genel sağlık durumunu iyileştirmenin yanı sıra bilişsel fonksiyonları da destekleyebilir. Egzersiz, sosyal etkileşimi teşvik edebilir; ancak ilaçlar tek başına, hafıza ve bilişsel işlevlerin korunmasına yardımcı olabilir, genellikle hastalığın ilerlemesini durdurmaz.”
Genetik Faktörlerin Rolü
Genç yaşta ortaya çıkan Alzheimer hastalığının risk faktörleri ile geç yaşta ortaya çıkan Alzheimer hastalığının risk faktörlerinin benzer olduğunu belirten Prof. Dr. Tarlacı, “Genç başlangıçlı Alzheimer hastalığının yaklaşık on vakasından birinde genetiğin rol oynadığı biliniyor. Şu ana kadar, üç gen (APP, PSEN1 ve PSEN2) genç başlangıçlı Alzheimer hastalığıyla ilişkilendirilmiştir. Genç Alzheimer hastalarının genetik özellikleri ve hastalığın biyolojik mekanizmaları üzerine yapılan araştırmalar, tedavi stratejilerinin kişiselleştirilmesine ve hedeflenmesine olanak tanıyabilir.” diyerek sözlerini tamamlamaktadır.