Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde büyük bir ‘ameliyathane krizi’ patlak verdi. Hastane personeli, başhekimliğin aldığı kararlara isyan ederek, “Yönetici demek her istediğimi yaparım, çalışanları nerede istersem orada görevlendiririm” anlayışını sorguladı. Bu durum, hastanede çalışan sağlık personeli arasında ciddi bir huzursuzluk yarattı.
Kriz Nasıl Başladı?
İddiaya göre, ameliyathane ve servislerde görev yapan sağlık personelinin sabrını zorlayan olaylar silsilesi, bir ameliyathane hemşiresinin acil bir ameliyat için çağrılmasıyla başladı. Ameliyathane sorumlu Prof. Dr. F., hemşireye “Sen vakayı nasıl almazsın, neden gelmedin?” diyerek sert bir şekilde tepki gösterdi. Ardından, hemşire hastanede çalıştığı birimden alındı ve ameliyathane sorumlu hemşiresi de görevden alındı.
Bu olayların ardından, Genel Sağlık İş, SES İzmir 1 No’lu Şube ve HEP-SEN sendikası yönetici ve üyeleri, hastane başhekimliği ve Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürlüğü yetkililerine karşı bir basın açıklaması düzenleyerek tepki gösterdi.
Hastanede Süregelen Sorunlar
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, yani Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nde yaşanan sorunları, HEP-SEN İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Yağmur Kılıç şu şekilde aktardı: “Yarın hangi serviste, hangi birimde veya hangi hastanede çalışacağımız belirsiz. Bu kurumda hem mental hem de fiziksel sağlığımızı korumaya çalışıyoruz. 7 aydır 120 saati bulan fazla mesailerin yükü altında eziliyoruz. ‘Dayanın, bunlar geçici’ denilerek belli başlı sorunlarla tek başımıza bırakıldık.”
Karşılaşılan Sorunlar:
- Devlet memurları aylardır yıllık izin haklarından mahrum bırakılmaktadır.
- Her ay, özellikle şehir hastanesi gibi yerlere görevlendirmeler devam etmektedir.
- Görevlendirme süresi sona erdiğinde, personelin ayrıldığı klinikte çalışma imkanı bulunmamaktadır.
- Kaliteyi savunan bir kurumda, 27 hastaya sadece 1 sağlık emekçisi hizmet vermek zorunda kalmaktadır.
- İl içindeki koordinasyonsuzluk, servislerde sağlık emekçilerinin entübe hastalara bakmak zorunda kalmasına yol açmaktadır.
- Acil servislerde ve ameliyathanelerde durmaksızın binlerce hastaya hizmet veren sağlık çalışanlarına, ödül olarak evlerine icra gönderilmektedir.
- Bütün bu karmaşa içinde fedakarlık gösteren sağlık emekçilerinin üzerine yürünerek baskıyla görevlerinden alındıkları bildirilmiştir.
Bizler, aldığı ücretle vicdanı arasında sıkışıp kalan, ne bugüne ne de yarına umutla bakabilen, ailelerinden ve sevdiklerinden uzakta hizmet üretmek zorunda bırakılan sağlık profesyonelleriyiz. Arkasında duran bu büyük bina, sadece dört duvardan ibaret değildir. Bu kurum, hekimiyle, hemşiresiyle, ebesiyle, teknikeriyle, temizlikçisiyle ve hastasıyla Türk milletinin kendi yuvasıdır. Herhangi bir özel sermayedara bağlı olmayan bu devlet kurumu, bir şahıs şirketi değildir. Bu durumda soruyoruz: Birim sorumluları her yeni yönetimle birlikte neden sebepsiz yere değiştiriliyor? Neden insanların hizmet ürettiği görev yerleri bir anda değiştirilebiliyor? HEP-SEN olarak, yapılan bu haksızlıkların son bulması için çağrımızı yineliyoruz.