İzmir Çağdaş Hekim Yürütme Kurulu’ndan Önemli Rapor
İzmir Çağdaş Hekim Yürütme Kurulu, halk sağlığı açısından ciddi riskler taşıyan Dokuz Eylül Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi’nin kapatılmasıyla ilgili olarak yaşanan sorunları derinlemesine inceleyerek bir rapor hazırladı.
Halkın Nitelikli Sağlık Hizmetlerine Ulaşımı Olumsuz Etkilendi
Yapılan araştırmalar ve görüşmeler sonucunda, hem akademik kadronun hem de asistan hekimlerin yönetimsel sorunlar, mobbing uygulamaları, artan iş yükü ve yetersiz destek gibi nedenlerle büyük zorluklar yaşadığı gözlemlenmiştir. Bu durum, sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonunu düşürmekle kalmamış, aynı zamanda halkın nitelikli sağlık hizmetlerine erişimini de olumsuz etkilemiştir. Dokuz Eylül Üniversitesi, eğitim ve sağlık hizmetleri sunumu açısından İzmir’in ve Ege Bölgesi’nin en köklü ve önemli kuruluşlarından biridir. Acil tip uzmanlık eğitiminin örnek gösterildiği bir noktadan bu tartışmalı aşamaya gelinmiş olması, sağlık camiası için ciddi bir kayıptır. Burada yaşanan sorunlar, sadece yerel değil, tüm ülke sağlık ortamını olumsuz yönde etkilemektedir.
Tespit Edilen Sorunlar
Üniversitenin akademik kadrosunun önemli bir bölümünün ayrılması, acil servisin işleyişini derinden etkilemiştir. Akademik kadrodaki ayrılmaların temel nedenleri arasında liyakatsiz yönetici atamaları ve bu kişilerin oluşturduğu baskı ortamı yer almaktadır. Başhekimlik ile üniversite yönetimi arasındaki gerilim, sağlık çalışanları üzerindeki baskıyı artırmış ve bu durum, acil servisimizin işleyemez hale gelmesine neden olmuştur. Siyasi tercihler doğrultusunda yapılan atamalar, bilimsel olarak planlanması gereken eğitim ve sağlık hizmetlerinin aksamasına yol açmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın önceliği olan “hasta memnuniyeti” yaklaşımının, hastane yöneticileri tarafından baskı aracı olarak kullanılması, hasta ile hekim arasındaki ilişkileri olumsuz etkilemiştir. Yönetimsel sorunlar o denli ilerlemiştir ki mobbing uygulamaları sağlık çalışanlarının üzerinde büyük bir baskı oluşturmuş ve acil servisin çalışılamaz hale gelmesine neden olmuştur.
Emek ve Meslek Örgütleri Konuyu Basın Açıklamaları İle Geçiştirdi
Yaşanan sorunlar, neredeyse tamamen asistan hekimler üzerinden organize edilmiştir. Asistanlar üzerindeki artan iş yükü ve yeterli destek sağlanmaması, istifa etmelerine neden olmuş ve bu durum acil servisin işleyemez hale gelmesine yol açmıştır. Son günlerde onlarca asistan hekimin istifa ettiği ve neredeyse hiç asistan hekimin kalmadığı bilgileri edinilmiştir. Sağlık çalışanlarının tükenmişlik seviyesi, kamu sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Acil serviste azalan asistan hekim sayısını telafi etmek için diğer servislerden asistan hekim görevlendirme planı, sorunların daha da derinleşmesine neden olmuştur. Konuya sahip çıkabilecek emek ve meslek örgütleri, etkin bir dayanışma yerine basın açıklamalarıyla durumu geçiştirmeyi tercih etmiştir. Bu yaklaşım, sürecin uzamasına ve çözümsüzlüğün derinleşmesine katkıda bulunmuştur.
DEÜ Acil Servis Yönetimi Yeniden Yapılandırılmalı
Siyasi dinamiklerle atanmış olduğu aşikâr olan liyakatsiz yöneticilerin, öğretim üyeleri, asistan hekimler ve diğer sağlık çalışanları üzerindeki baskılarının sona erdirilmesi elzemdir. Hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın insani ve adil çalışma koşullarına bir an önce kavuşmaları gerekmektedir. Acil servisin yönetimi, sağlık çalışanlarının katılımıyla yeniden yapılandırılmalı ve şeffaf, katılımcı bir yönetim anlayışı benimsenmelidir. Yönetim kademelerindeki iletişim sorunları giderilmeli, sağlık çalışanlarının görüşleri alınmalı ve dikkate alınmalıdır. Sağlık Bakanlığı ve üniversite yönetimi, meslek odamızı da kapsayan acil görüşmeler yaparak sorunu çözmeye yönelik adımlar atmalıdır. Basın ve kamuoyuyla şeffaf bir iletişim kurularak, yaşanan sorunlar kamuoyuna doğru bir şekilde aktarılmalı ve çözüm önerileri hakkında bilgilendirme yapılmalıdır.
Sorunu Ciddiyetle Değerlendirmeyi Görev Sayıyoruz
İzmir Çağdaş Hekim Yürütme Kurulu olarak, bu süreçte elde ettiğimiz tüm bilgileri dikkatle değerlendirerek sorunun çözümü için gerekli adımların atılması adına çalışmaktayız. Sağlık Bakanlığı’nın ve üniversite yönetiminin bu konuda acil önlemler alması gerektiğine inanıyoruz. Dokuz Eylü Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisi’nin yeniden etkin bir şekilde hizmet verebilmesi için, hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın daha insani ve adil çalışma koşullarına kavuşturulması şarttır. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, acil servisin kapatılmasını kabul edilemez bulmuş ancak konunun ciddiyetini yeterince yansıtmayan bir açıklama yapmıştır. “Varsın gidiyorlarsa gitsinler; buralar boş kalmayacak” yaklaşımının, Dokuz Eylül Üniversitesi Acil Servisi’nin kapanmasına yol açtığını ve bu durumun, gelecekte yaşanabileceklerin ilk işareti olduğunu düşünüyoruz. Sorunu ciddiyetle değerlendirmeyi bir görev sayıyoruz. Bu bağlamda, yaşanan gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz ve hekimlerimizin haklarının korunması için mücadele edeceğiz.
(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)