Kistik Fibrozis Hastaları Acil İlaç Bekliyor
Türk Toraks Derneği, kistik fibrozis hastaları için acil bir açıklama yaptı. Kistik fibrozis, her 3 bin doğumda bir görülen genetik bir hastalık olup, tedavi edilmediğinde organ nakline kadar gidebilen ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu hastalık, yoğun tedavi gerektiren durumların başında gelmektedir. Ancak, son yıllarda geliştirilen bazı yeni ilaçlar, kistik fibrozis hastalarının yaşam süresini uzatmakta ve akciğer nakli ihtiyacını azaltmaktadır.
Türk Toraks Derneği Çocuk Göğüs Hastalıkları Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Nagehan Emiralioğlu Ordukaya, hastalar için çağrıda bulunarak, “Bu ilaçlar yüksek maliyetli olsa da Avrupa ve ABD’de hastalar bu ilaçları kullanmakta ve olumlu etkileri rapor edilmektedir. Ülkemizdeki genetik incelemeler, hastalarımızın büyük bir kısmının bu ilaçlardan yararlanabileceğini göstermektedir. Dolayısıyla, bu ilaçların acilen geri ödeme kapsamına alınması şarttır” dedi.
Büyüme Geriliği ve Organ Nakli İhtiyacı
Kistik fibrozis hastalığının erken tanı ve tedavisinin önemine vurgu yapan Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. B. Oya İtil, “Kistik fibrozis, akciğerler, pankreas, karaciğer, bağırsaklar, sinüsler ve üreme organları gibi birçok salgı bezini etkileyen genetik bir hastalıktır. Hastalığın temel mekanizmasını, klor kanalı olarak görev yapan gendeki fonksiyon bozukluğu oluşturmaktadır. Bu hastalık, havayollarında koyu salgıların birikmesine neden olarak çeşitli mikroorganizmaların yerleşmesine, tekrarlayan akciğer enfeksiyonlarına ve ilerleyici akciğer hasarına yol açar” şeklinde belirtti.
Prof. Dr. İtil, hastalığın ilerleyici olması nedeniyle hastaların sık sık hastane yatışı, yoğun bakım hizmeti, akciğer nakli ve karaciğer nakli gibi ciddi tedavi ihtiyaçları doğabileceğini vurguladı. Erken tanı ve tedavi ile hastalık bulgularının ortaya çıkış sürecinin yavaşlatılabileceğini ifade etti.
Erken Dönemde Tedavi İçin Ter Testinin Önemi
Ülkemizde kistik fibrozis tanısında gecikmeler yaşandığını belirten Doç. Dr. Nagehan Emiralioğlu Ordukaya, “2015 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan Ulusal Kistik Fibrozis Yenidoğan Tarama Programı, hastaların erken tanınması ve tedaviye başlanmasına katkıda bulunmayı hedefliyor. Ancak, bazı şehirlerde ter testi yapılamadığı için hastalar tanı alamamakta veya tanıda gecikme yaşamaktadır. Bu nedenle, ter testi yapılan merkezlerin sayısının artırılması ve uygulamaların uluslararası kriterlere uygun olarak standart hale getirilmesi gereklidir” dedi.
Yeni İlaçların Geri Ödeme Kapsamına Alınması Gerekiyor
Son yıllarda kistik fibrozis tedavisinde yeni ilaç çalışmalarının arttığına dikkat çeken Doç. Dr. Nagehan Emiralioğlu Ordukaya, “Kistik fibrozise neden olan gendeki fonksiyon bozukluğu için modülatör tedaviler umut verici sonuçlar vermektedir. ABD ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde onay almış yeni antibiyotikler ve klor kanalı ile ilgili ilaçlar kullanılmaya başlanmıştır. Bu modülatör tedavilerin, hastaların solunum fonksiyonu üzerinde iyileşme, ter testi düzeylerinde azalma, kilo artışı, akciğer kaynaklı ölüm sayısında düşüş ve hastalığa bağlı komplikasyonlarda azalma gibi olumlu etkileri olduğu gösterilmiştir” şeklinde konuştu.
Uzun Dönem Organ Fonksiyonları Üzerindeki Olumlu Etkiler
Her geçen gün hızla ilerleyen araştırmalarda, kistik fibrozis tedavisinde etkili yeni ilaçların bulunduğu ifade edilmektedir. Bu ilaçların erken dönemde başlanması, kistik fibrozis hastalığının uzun dönem organ fonksiyonlarını olumlu yönde etkileyerek hastalığın ilerlemesini yavaşlatmakta, hastaların beklenen yaşam süresini uzatmakta ve akciğer nakli ihtiyacını azaltmaktadır. Bu nedenle, kistik fibrozis hastalarının bu etkili ilaçlara erişimi için acil desteğe ihtiyaçları vardır. Yüksek maliyetli bu ilaçlar, Avrupa ve ABD’de kullanılmakta ve olumlu sonuçlar bildirilmektedir. Ülkemizdeki genetik incelemeler, hastalarımızın büyük bir bölümünün bu tedavilere uygun olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, bu ilaçların acilen geri ödeme kapsamına alınması gerekmektedir” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı).
