Topuk Kanı Tartışmaları Devam Ediyor
Türk Tabipler Birliği (TTB), topuk kanı alımının tartışmalı bir tıbbi işlem olduğuna dair karar veren Kars Aile Mahkemesi Hakimi’ni Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayet etti. TTB, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Kars Aile Mahkemesi’nin 20 Ağustos 2024 tarihinde verdiği kararı eleştirdi. Mahkeme, “Topuk kanı almanın çocuğun Anayasa ile korunan yaşam ve sağlık hakkı üzerinde yapacağı olumlu sonuçlarının tıbbi otoritelerce ispatlanmamış olması ve olası bir teşhis ve tedavinin de tıp otoritelerince hala tartışmalı olması” gerekçesiyle aile lehinde hüküm vermişti.
Kars’ta bir ebeveyn çifti, Yenidoğan Tarama Programı kapsamında çocuklarından topuk kanı numunesi alınmasını reddetmişti. Bunun üzerine Kars İl Sağlık Müdürlüğü, Çocuk Koruma Kanunu’nun “Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararı Alınması” başlıklı 7. maddesine dayanarak mahkemeye başvurmuştu. Ancak Kars Aile Mahkemesi, 20 Ağustos 2024 tarihli kararında bilimsel bilgi ve yöntemleri göz ardı ederek, uzman görüşlerine başvurmadan ve “alternatif tıp” adı altında ortaya atılan bilim dışı iddialara dayanarak il sağlık müdürlüğünün başvurusunu reddetti.
TTB İstinafa Başvurdu ve Hakimi HSK’ya Şikayet Etti
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Ağrı-Kars-Ardahan-Iğdır Tabip Odası, söz konusu mahkeme kararına karşı Kars İl Sağlık Müdürlüğü yanında feri müdahil talebiyle birlikte istinaf yoluna başvurdu. Ayrıca, karara imza atan hakim hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayette bulundu. TTB’nin hazırladığı başvuru metinlerinde, taramaların herhangi bir belirti ortaya çıkmadan hastalıklara tanı koymak, gerekli tedaviye başlamak ve hasta olma durumunu (morbidite) ve ölümü (mortalite) azaltmak amacıyla uygulanan toplum sağlığı hizmetleri olduğu vurgulandı. Yenidoğan taramalarının da benzer bir amaç taşıdığı ifade edildi ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerde çevresel ve sosyoekonomik koşulların iyileştiği, sağlık hizmetlerinin geliştiği, önlenebilir hastalıkların sayısının düştüğü kaydedildi.
Başvuru metinlerinde Türkiye Biyoetik Derneği’nin Yenidoğan Tarama Programı ile ilgili çocuk adına karar verme konusundaki etik görüşüne de yer verildi. Dernek, “Tarama programlarıyla çocukların yaşamının ve sağlığının korunduğu bilimsel olarak kanıtlanmış olması nedeniyle; tarama programları, çocuk sağlığını korumak üzere dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de sağlık sisteminde önemle uygulanmaktadır. Söz konusu tarama uygulamalarının yararının olmadığı bilimsel verilerle gösterilememiştir. Tarama programı uygulamalarıyla sağlanacak yarar, oluşacak riske oranla çok daha önemlidir” ifadelerini kullandı.
Yenidoğan Tarama Programı
Başvuru metinlerinde ayrıca Yenidoğan Tarama Programı’nın hukuki dayanağına, ilgili Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarına, çocuğu koruyucu önlemlerin ulusal ve uluslararası hukuki dayanaklarına ayrıntılı bir şekilde yer verildi. “Bilimsel gerçekliklere ek olarak, günümüzde egemen hale gelen bilimsel bilgiyi değersizleştiren, doğru/yanlış ayrımının yapılmasını engelleyen ya da belirsizlik ortamları yaratan politikalar, sağlıkta koruyucu önlemler konusunda tedirginlik yaşanmasına neden olmaktadır” ifadeleri de metinlerde yer aldı. Hakimlikçe yanlış ve çarpıtılmış bilgi kullanılarak verilen kararın sadece tedbir talebinde bulunulan çocuğun üstün yararını değil, aynı zamanda tarama programlarının hedef kitlesi olan tüm çocukların ve halkın sağlığını da olumsuz yönde etkileyeceği vurgulandı.