Yenidoğan Çetesi Olayında Yeni Gelişmeler
Yenidoğan çetesi olayıyla ilgili her geçen gün yeni bilgilere ulaşılıyor. Bebekleri kaybeden ailelerin isyanı sürerken, Türk Tabipleri Birliği (TTB) olaya karışan hastane yöneticilerinin cezalandırılmasını talep etti. TTB Ege Bölgesi Tabip Odaları toplantısı, 19-20 Ekim 2024 tarihlerinde Aydın Tabip Odası’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantıya TTB Merkez Konseyi üyeleri ile Antalya, Aydın, Balıkesir, Denizli, İzmir, Manisa ve Muğla tabip odalarının yönetim kurulu üyeleri katılım sağladı.
Toplantının ikinci gününde, İstanbul’da çok sayıda bebeğin, tıbbi gereklilik olmaksızın, anlaşmalı özel hastanelere yönlendirilmesi sonucu yaşanan ölüm olaylarıyla ilgili bir basın toplantısı düzenlendi. Bu olayın arkasında yatan çeteleşme, sağlık sistemini derinden sarsan bir sorun olarak gündeme geldi.
Sağlık Bakanı Memişoğlu İstifa Eder Mi?
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap tarafından okunan açıklama şu şekildeydi:
“Çok Üzgünüz: Sağlıkta Dönüşüm Yine Ölüm Getirdi! Sorumlular Hesap Vermelidir”
Türk Tabipleri Birliği olarak, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sistemimize giren açgözlülüğün kurbanı olan ailelerin, bebeklerin, etik değerlere bağlı meslektaşlarımızın ve sağlık çalışanlarının yanındayız! 18 Ekim Cuma günü yaptığımız açıklamada, İstanbul’da çok sayıda bebeğin, aralarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da bulunduğu bir çete tarafından tıbbi gereklilik olmaksızın anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yönlendirildiğine dair haberleri yakından takip ettiğimizi bildirmiştik. Bu süreçte, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan ve ailelerden haksız gelir elde edildiği, daha vahimi bebeklerin bir kısmının yoğun bakım takipleri sırasında hayatını kaybettiği ortaya çıkmıştır.
“Halkın Sağlığını Riske Atanların Hak Ettikleri Cezaları Almaları İçin Titizlikle Çalışmaya Devam Edeceğiz”
Önümüzdeki dönem çalışmalarımızı konuşmak üzere Ege Bölgesi Tabip Odalarımız ile bir araya geldiğimiz Aydın’da konuyla ilgili gelişmeleri değerlendirdik ve görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Salı günü yeni gelişmeler ışığında İstanbul’da bir basın toplantısı düzenleyeceğimizi şimdiden duyuruyoruz. Olayın hekimlik değerleri bir yana, insanlık değerleri ile de bağdaşmadığını belirtmek isteriz; hiçbir gerekçe hekimlik değerlerinin ayaklar altına alınmasını haklı çıkaramaz. İstanbul Tabip Odamız konuyla ilgili resen soruşturma başlatmıştır. Meslek etik kurallarını ihlal ederek mesleğimizin saygınlığına leke sürenlerin, sağlık çalışanlarına ilişkin güven duygusunu zedeleyenlerin, halkın sağlığını riske atanların hak ettikleri cezaları almaları için titizlikle çalışmaya devam edeceğimizi kamuoyuna duyurmak istiyoruz.
“Topluma Karşı Görevini En İyi Yapmaya Çalışan Hekimlerin ve Tüm Sağlık Çalışanlarının Arkasındayız”
Ayrıca olayda ciddi bir denetim eksikliği olduğu da açıktır. Yürütme ve denetim görevini elinde tutan sağlık müdürlüğü yetkililerinin görevlerini ihmal ettiklerini, yıllardır sürdüğü anlaşılan bu tezgahın geç ortaya çıkmasından sorumlu olduklarını ve adalet önünde hesap vermeleri gerektiğini belirtmek isteriz. Diğer yandan bu olayın, ülkemizde hekimlerin ve sağlık çalışanlarının büyük bir kısmının her zaman büyük özveriyle ve yalnızca halkın sağlığı için çalıştıkları gerçeğini gölgelemesini istemiyoruz ve buna izin vermeyeceğiz. Pandemi ve afet dönemlerinde de gördüğümüz üzere, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hemen tamamı etik değerlere bağlı kalmakta ve görevini en iyi şekilde yapmak için çabalamaktadır. Topluma karşı görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının arkasında olduğumuzu vurgulamak istiyoruz.
“Yoğun Bakım Servislerini Taşeron Usulü ile Teslim Eden 10 Hastanenin Yöneticileri Mutlaka Cezalandırılmalı”
Olayın kamuoyunda yarattığı infial sonrasında yenidoğan yoğun bakım hizmetini bu çeteye taşeron usulüyle teslim eden 10 hastanenin ruhsatlarının iptal edilerek kapatıldığını öğrenmiş durumdayız. Olaya karışan özel sağlık kuruluşlarının ve yöneticilerinin cezalandırılması mutlaka gereklidir. Ancak, denetim görevini yerine getirmeyen kamu otoritesinin, kendi hatasını telafi etmek adına hastaneleri kapatması, olayla hiç ilgisi olmayan, özveriyle çalışan sağlık çalışanlarını işsiz ve güvencesiz bırakmaktadır.
Önemle vurgulamak isteriz ki; bu vahim olay, sadece birkaç vicdan ve ahlak yoksunu sağlık çalışanı veya hastane yöneticisinin suça karışmasından ibaret değildir. Bu olayı cezalandırmak, geçiştirilecek ve telafi edilecek bir durum değildir. Bu durum, Türkiye’deki sağlık sisteminin ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğunu ve yıllardır uygulanan sağlık politikalarının iflas ettiğini göstermektedir.
“Sağlıkta Dönüşüm Programı Sağlık Sistemimizi Çökertmiştir”
Yaşananlar, yıllardır kamuoyunu ve yetkilileri uyardığımız bir gerçeği, Sağlıkta Dönüşüm Programı doğrultusunda uygulanan politikaların halkın yararına olmadığı ve sağlık sisteminde yıkıcı sonuçlara yol açtığını açıkça ortaya koymuştur. Sağlık hizmetini sıradanlaştıran, niteliğe değil niceliğe önem veren, hastaneleri ticarethane ve hastaları müşteri haline getiren, sağlığı piyasa kurallarına teslim eden Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sistemimizi çökertmiştir.
Halk sağlığına, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarının bir avuç insanın çıkarına harcanmasına yol açan ve bu son olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerinin ayaklar altına alınmasına neden olan politikalar bir an önce terk edilmelidir.
Biz Ege Bölgesi Tabip Odaları ve TTB Merkez Konseyi olarak, ülkemizin maddi ve insan kaynaklarının halkın ihtiyacı olan eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti sunan bir sağlık sistemi kurmaya yeteceğini biliyoruz. Yöneticileri, halkın sağlığını piyasanın insafına bırakan sağlık politikalarını bir kenara bırakarak, koruyucu hekimlik ve birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık çalışanlarının iyi koşullarda güvenli ve güvenceli çalışabildiği, verilen hizmetin sayısının değil niteliğinin ve topluma katkısının değerlendirildiği bir sağlık sistemini hayata geçirmeye çağırıyoruz.
- Ailelerin, bebeklerin her konuda yanındayız ve üzerimize düşen görevleri hızla yapacağız.
- Piyasacı sağlık sisteminin tüm zorlamalarına karşın, etik ilkelerden ödün vermeyen meslektaşlarımızın ve sağlık çalışanlarının her zaman yanında olmaya devam edeceğiz.
- Ücretsiz, eşit, ulaşılabilir, nitelikli, kamusal bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu biliyoruz. Sağlıkta Dönüşüm Programı’ndan, sağlığın ticarileşmesinden ve taşeronlaştırılmasından derhal vazgeçilmelidir.
- Gerekli denetimleri yapmayarak vahim sonuçlara neden olan kamu yetkilileri kanun önünde hesap vermelidir.
- Kapatılan hastaneler kamuya devredilmeli, burada çalışan meslektaşlarımızın ve sağlık çalışanlarının hakları korunmalıdır.
- Konuyla ilgili tüm yasal ve idari süreçler açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmelidir.
Antalya Tabip Odası
Aydın Tabip Odası
Balıkesir Tabip Odası
Denizli Tabip Odası
İzmir Tabip Odası
Manisa Tabip Odası
Muğla Tabip Odası
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi